Arkadaşları var
mıydı? Evet elbette, herkes gibi. Ama hepsi yeniydi. Hemen hemen hepsi.
Birkaç ay
içerisinde fark ettim ki, hayatı insan kaybetmekle geçmiş. Arkadaşları da
dahil.
Bunları ona
söylediğimde, çok eminim, diğer insanları suçlamıştır içinde (bana
çaktırmadan). Onlar iyi olsaydı arkadaşlıkları da devam ederdi kesin.. Çünkü
ona göre, o öyle mükemmel ki, hiçbiri onun başarısızlığı olamaz. Bunu bu
şekilde ifade de etmez (Covert narcissist). Ama içinden böyle düşünür.
Onun dostu yoktu.
Aslında 2 kişi vardı böyle, ama günlük yaşantısında olmadıkları için
arkadaşlığı devam edebilmiş onlarla.
İkisi de onunla
olan ilişkisinde alfa taraftı, yani daha dominant. Onların dominantlığını
kabullenmiş, tıpkı babasına kendini ıspatlar gibi, onlara da ıspatlamak ister
bir hali vardı.
Bu ıspat
çabalarından biri de elbette ki bendim.
30 senelik
arkadaşı olan kişi evli. Dünya tatlısı iki çocukları var. Aile olarak pek seviyorum
hepsini, cidden çok şeker insanlar.
Bir çok kez
beraber yemekler yedik, onların evinde buluştuk vs.
Hatta bundan birkaç
ay evvel, onlara dedim ki “beni bir akşam yemeğe çıkarın, ama üçümüz”. Kabul
ettiler. Çıktık. Yakın da oturuyoruz zaten.
O çok şaşırdı bu
duruma. Biraz da bozuldu. Müthiş rahatsız oldu aslında, ama söz konusu kişi 30
senelik arkadaşı olunca (dominant) hayır diyemedi.
O güzel insanlar
bana vakit ayırıp, arkadaşlarının hayatında olanı biteni duymak için vakit
ayırıp benimle yemek yediler. Çocuklarını evde bıraktılar. Tam 4.5 saat vakit
geçirdik. Rakı içtik güzel. Oturdum ve dedim ki “Beni tanımıyorsunuz biliyorum,
ama size 30 senelik arkadaşınızı anlatmak istiyorum bu akşam ben. Yaşadıklarımı
paylaşmak istiyorum. Kendi gözümden, kendi yaşadıklarımdan size onu anlatmak
istiyorum.”
Anlattım.
Dinledim.
Şaşırmadılar,
yaşadıklarım çok benzer hikayelermiş aslında. Ve hatta, çok sevdiği bu
arkadaşlarına bile benzer tutumlar sergilediği anlar olmuş. Onu o şekilde
kabullenmişler artık. E biriyle mutlu olmasını da istiyorlar. İlk tanıştığımız
günden beri beni çok tuttuklarını biliyordum. Hatta arkadaşı ona demiş ki o
akşam (kenara çekip) “Bana bak aklını kullan, böyle birini bir daha kolay kolay
bulamazsın, kıza iyi davran”.
Bu tür
iltifatları arkadaşlarından aldığımda ilk zamanlar seviniyordum. Hoşuma
gidiyordu, güzel bir şey neticede, seni seviyorlar, seni kabulleniyorlar.
Sonra sonra,
bunlardan rahatsızlık duymaya başladım. Çünkü, o akşamların sonunda eve
döndüğümüzde, o dört duvar arasında başbaşa kaldığımızda, benim aldığım
övgülerin acısı çıkıyordu. Öfkeleniyordu ve öfkesini bana belli edemiyordu.
Alkol de aldıysa (yüksek miktarda aldıysa, yoksa hep alır) söylenip duruyordu.
Ben bunu hep bana
yeterli olamayacak hissi yaşıyor diye yorumlardım. Her erkekte olabilecek,
basit güvensizlik problemleri gibi. Kaldıramayacağım bir şey değildi, gayet
güzel idare de ederdim normal boyutta kalsaydı.
Fakat beni
hayatındaki kadın olarak değil, başka bir insan olarak kıskandığını fark
etmemiştim. Şimdi anlıyorum. Ben o anda ondan daha iyi, daha kıymetli olarak
atfediliyorum ya, derdi oydu.
Yani yine, bir
çok konuda olduğu gibi bu konuda da olay benimle ya da bizimle ilgili değil,
yalnızca ve yalnızca kendiyle ilgiliydi.
Eski patronum,
onun şu anki işyerinden önceki iki işinde onu işe alan kişi. Hep söyler “7 sene
sayesinde ekmek yedim” der. Ben de severim patronumu, hala görüşürüz. Hatta ilk
beraber olmaya başladığımızda akıl almıştım ondan. “Kimdir, nasıldır, iyi midir”
vs. Çok derinini bilmezdi, onu uzaktan tanıyan herkes gibi klişe yorumlar
yapmıştı aslında. “Hep düzgün insanlarla çıktı, ama bir türlü dikiş
tutturamadı. Belki de bu yaşta sen onun son umudusun” demişti. Çünkü beni de
çok iyi tanıyordu.
“Son umut” dedi
ya, of sen evde gör olayları. Günlerce bana “son umut, son umut” diye seslendi.
Nasıl içerlemişti. Kim bilir içinde nasıl bir baskı hissetmişti.
Ben de şirin
şirin “E herhalde, nereden bulacaksın benim gibisini” diyordum. Onun içinde
yaşadıklarını bilmeden.
Yani bana yapılan
her övgü, bir süre sonra yol su elektrik olarak yine bana dönüyordu.
Etrafındaki
herkese ama herkese aslında düşmanca yaklaştığını ancak şimdi fark
edebiliyorum.
Mesela şu sıralar
en yakın arkadaşı B. Onunla da takriben benimle görüşmeye başladığı dönemde
görüşmeye başladı. O da yeni. O da taze. O da henüz ve hala farkında değil
olabileceklerin.
Onunla ilgili
bana söylediklerini bir bilse, inanmaz bana. Ona kesinlikle güvenmiyor. Onunla
bir alakası yok, hiç kimseye güvenmiyor. İlk zamanlar B’nin yüklü bir miktarda
paraya ihtiyacı vardı. Sanıyorum kardeşi ile ilgili bir borç harç durumu
varmış. Bu parayı arkadaş gruplarından istemiş. Bizimki de şüpheleniyordu hep “acaba
gerçekten kardeşi ile ilgili bir durum mu var yoksa başka bir şey için mi
istiyor, bilemeyiz” diye. Bana o zamanlar çok garip gelmişti böyle düşünmesi
mesela. İnsan arkadaşı ile ilgili böyle şeyler düşünür mü? O düşünür. Bir de bu
herkese yardım eden, bonkör halleri yok mu, böyle bilinmiyor mu, deliriyorum
düşündükçe, öfke basıyor. O insanlar, onun kendileri hakkında gerçekte ne
düşündüğünü bilseler kim bilir neler hissederlerdi.
Arkadaş grubu
dediğim de şöyle, bundan 1 sene evvel, mezun oldukları lisedeki dönem
arkadaşları tekrar görüşmeye başlamışlar. Whats app grupları kurulmuş vs. Tabi bizimki,
bu gruptaki kadınlara geçtiğimiz senelerde LinkedIn vb portallardan ulaşıp onların
da kanını emdiği için, bu grupta olması çok da hoş karşılanmamış ilk etapta.
Büyük grubun
içinden bir küçük grup çıkmış sonra – genelde bekar ve benzeşenler grubu.
Tanışıyorum bir
çoğuyla, çok eğitimli cici insanlar aslında. Fakat hepsi sorunlu. Çok net.
Hatta bir akşam
bu grupla yemekteyiz Cihangir’de. (Tabi biz yemeği yerken bana sürekli “şu an
burada olman büyük bir adım, büyük gelişme” deyip duruyor, hani lütfetti de bu
gruba da soktu beni)
Gruptaki
kızlardan biri (kız dediğim 45 yaşında tabi, ben yine aralarında papatya) dedi
ki “Bizim dönemden mezun olanların hepsi bir tuhaf, dikkatlice incele. Evli
olanlarımız bile evliliklerinde ciddi problemler yaşıyorlar. Kesinlikle hepimiz
çok tuhafız, normal değiliz” dedi.
Sonra araştırdım
mezun olduğu liseyi, hakikaten ekşi sözlük’te falan “kasvet, melankoli” gibi
tanımlar var okulla ilgili.
Kız-erkek ayrı
okumuşlar o dönem. Kızlarla erkekleri ayıran bir duvar varmış okulda, duvarda
da bir kapı. Öğretmenler derse giderken o kapıdan geçerlermiş. Sadece vapurda
veya toplu taşıma araçlarında bu kızlarla erkekler bir araya geliyorlarmış. Yani
karşı cinsi, cinselliği keşfetmeleri epey zaman almış diyebilirim. Misyoner bir
okul. Müthiş disiplinli eğitim veren bir okul. Bir ilginç.
Ve şimdi, sadece
bu insanlarla vakit geçiriyor. Neredeyse her gün.
Çok sevdiği için
değil, yalnızlığından.
30 senelik
arkadaşı da bu gruptan aslında (o da aynı lise) fakat hoşlanmıyor B’den.
Sevmiyor. Ben insan olarak seviyorum yalan yok, eminim o da çok şey yaşadı etti
hayatında. Ama yanlış bir arkadaş olduğunu düşünüyorum ne yazık ki. Çok
yakınlaştılar aniden, çok tuhaf. B de çok yalnız. Instagram’da 1500 takipçisi
var bir fotoğraf paylaşıyor, 10 küsür like. Gülmeyin, bunlar önemli
göstergeler değil gibi gelebilir ama değil. Sevilen biri değil.
Tam bir womanizer
B. Tipik bir erkek işte. Onla yatayım kalkayım, bunu götüreyim. Her gece
içeyim. Uyuşturucu falan da var. Kötü yani kötü. Tipi de kötü. Kalitesi de
bizimkine pek uygun değil. Neden böyle bir tercih yaptığını anlamıyordum. Ta ki
30 senelik arkadaşı beni aydınlatana kadar. Dedi ki bana “O hep silikti aslında
gruplarda. Ön planda olan biri değildi. Şimdi bu grupta ve B ile olan
arkadaşlığında domine ediyor grubu. Bundan keyif alıyor. Orada kral, kendini
iyi hissediyor. Bu yüzden onlarla görüşüyor” dedi. Çok haklıydı. Sonradan
yaptığım araştırmalarda bu tür insanların ya çok ışıltılı, kendi kalitesini
arttıracak kişilerle ya da çok silik, domine edebilecekleri kişilerle
arkadaşlık kurduğunu okudum. Bu sefer böylesini deniyordu demek ki. Hala
sürekli görüşmeye devam ediyorlar. Paylaşılan her fotoğrafta o yüzeyselliği, o
sahteliği görebilen bir tek ben değilim çok şükür.
Bir de şöyle
hikayeler yaşandı aslında. Benim arkadaşlarımla da sosyalleşti ve kaynaştı tabi
bu süre içerisinde. Beraber tatil bile yaptık. Evlerimize gittik geldik vs. Baya
kaynaştık yani. Ben tabi mesudum bu durumdan. Şimdi düşünüyorum da kim bilir
kaç kadınla, kaç arkadaş grubuyla kayşatı böyle.
B ile benim çok yakın
bir arkadaşım çıkmaya başladılar. Arkadaşım fıstık gibi, çok güzel, süper bir
aileden gelen ve zengin bir kız. B çirkin. Tam o dönemde B işini kaybetti.
Toplu bir para geçti eline. Tam o dönemde benim arkadaşım B ile ilgili hoş
olmayan şeyler hissetmeye başladı ve ayrıldılar. Arkadaşım baya üzüldü o
dönem..
Fakat beraber
oldukları dönemde B kıza öyle iyi davranıyordu ki, inanılmaz. Müthiş bir ilgi
alaka, müthiş jestler. Biz de whats app grubumuzda (benim arkadaşlarımla
beraber bir grubumuz da vardı), B’nin bu mükemmel jestlerini övüyorduk o dönem.
Sen misin öven, şu an dibinden ayrılmadığı arkadaşını da kıskanıyordu, düpedüz!
Yahu insan arkadaşını kıskanır mı? En fazla mutlu olursun. Normali bu değil
midir? O kıskanırdı. Hep bir rekabet. Şu an yakın olarak görüşmeleri tam da bu
yüzden benim için hiçbir şey ifade etmiyor. İkisi de birbirini kullanıyor. İkisi
de yapayalnız. B’nin hayatında bunların bu derece farkında olup a savaşan bir
kadın yoktu, ama bizimkinin vardı (ben). Şaka gibi değil mi, beni itip o gruba
daha da çok sarılması. Normal şartlarda şaka gibi evet, ama hatırlatayım, o bir
narsist.
B ile benim
arkadaşım ayrıldılar. Hiç unutmuyorum bir Pazar günü yataktayız.
Ayrılmalarından bahsediyoruz (çok detaylı konuşmazdık, ikimiz de kendi
arkadaşımızı korurduk çünkü, ilişkimiz zedelenmesin diye). Ayrılmalarından
büyük bir keyif duyduğunu hissettim. Şaka yapmıyorum, ciddiyim. Keyif aldı.
Çünkü o kazandı (ilişkisi sürüyordu) ama B kaybetti. Hatta yataktan kalktı,
traş olurken, giyinirken falan bütün gün “tribünlere oynamayacaksın bu hayatta
ha haa” deyip durdu. Ben şok! Yüzüne de vurdum, dedim “sen düpedüz haz
alıyorsun bu durumdan?”, direk çevirdi tabi lafı, ne alakası var dedi. Ama
tribünlere oynamayacaksın bu hayatta demeye devam etti. Korkutucu değil mi?
Bir de, yine aynı
gruptan bir arkadaşları var M. M’nin işleri son zamanlarda bozulmuş. Çok
varlıklılar normalde ama ticaret işte, olur böyle şeyler. Bir yandan whats app
grubunda yazışırken bir yandan benle sohbet ediyordu, evdeyiz. “M’nin işler
baya kötü gidiyor”dedi ama bunu söylerken üzülerek söylemedi. İnanın deli
değilim, hissettim diyorum. Bundan keyif alır bir hali vardı. Çünkü o GM. Çünkü
o iyi kazanıyor. Çünkü o içlerinde en iyisi.
Şimdi soruyorum,
ben bunları fark etmişken, bu adamla nasıl arkadaş kalabilirim?
Zaten insanlar
fark edip kaçıp gitmişler hep. Bu bahsettiğim insanların hepsi yeni.
(Ve tüm o fotoğraflar, tüm buluşmalar sahte! Ben o adamın ciğerini biliyorum. Her şey şov. İçinde müthiş bir yalnızlık var, onlarlayken bile. Sadece görsellikten ibaret. Ve çok kısa sürecek. Instagram'ına bakıyorum, dışarıdan baktığında dostları olan biri gibi görünüyor. Fakat o fotoğraflardaki kişilerin tümü, aslında onun kim olduğunu biliyor. O fotoğraflar sırasında neler yaşandığını, ortamın nasıl olduğunu ben çok çok çok iyi biliyorum. Öyle tuhaf ki.. İçinde olmak ve dışarıdan gözlemlemek öyle farklı ki..)
(Ve tüm o fotoğraflar, tüm buluşmalar sahte! Ben o adamın ciğerini biliyorum. Her şey şov. İçinde müthiş bir yalnızlık var, onlarlayken bile. Sadece görsellikten ibaret. Ve çok kısa sürecek. Instagram'ına bakıyorum, dışarıdan baktığında dostları olan biri gibi görünüyor. Fakat o fotoğraflardaki kişilerin tümü, aslında onun kim olduğunu biliyor. O fotoğraflar sırasında neler yaşandığını, ortamın nasıl olduğunu ben çok çok çok iyi biliyorum. Öyle tuhaf ki.. İçinde olmak ve dışarıdan gözlemlemek öyle farklı ki..)
Onlar da farkında
aslında. M’nin karısı benimle ilk tanıştığında “kızım gül gibi kızsın, ne işin
var bununla, git hayatını yaşa, defolu bu” demişti bana. Yine bizimki silik,
gülüyor falan. Bunlar hep uyarı tabi, ama diyorsun ki “belki sandıkları kadar
da kötü biri değildir?” inanıyorsun işte. Saf olduğundan değil, iyi bir insan
olduğundan. Pişman değilim. Böyle kalmayı yeğlerim.
Yani etrafındaki
arkadaşlık ilişkileri de bir garip. Bir keresinde B ile başbaşa yemek yedik.
Gizli. Bilmiyor bunu. O da şikayetçiydi bazı davranışlarından aslında. Mesela B’ye
buluşalım demiş, çocuk kalkmış geliyor, yarım saat kala iptal ediyor falan. Ya
da yemek yiyorlar, ya da bir bardalar, hop bir anda hiç kimseye haber vermeden
yok oluyor. (Bundan hemen hemen her arkadaşı şikayetçi. Alkolü fazla kaçırdığı
anda hiç kimseyi görmeden hemen eve kaçıyor.)
Yani o da
farkında durumun, fakat şu an o da yalnız, beraber takılıyorlar işte. Bir yerde
patlar o iş de ne de olsa. Senelerce hayatı böyle geçmiş.
Ama işte,
arkadaşlarından da aldığım geri bildirimlere istinaden diyorum ki, acaba son 3
senede (parayı ve gücü bulunca) daha da mı kötüleşti durumu? Daha bir güç
manyağı mı oldu?
Bu narsistik
bozukluk yaş ilerledikçe daha da kötüleşiyormuş zaten. Çirkinleşiyorsun,
yaşlanıyorsun, elde edebileceğin kadın sayısı azalıyor. Dolayısı ile işler
iyice çığırından çıkıyor
Bilmiyorum. Çok
da ilgilendirmemeli beni şu aşamada aslında, yazıyorum öyle işte.
Ben bunu okurken ağzım açık kaldı. Büyük aşk yaşadığım adamdı güya, en basit konuda bile yalanları yakalayıp, sürekli hayat kadınları ile tek gecelik ilişki yaşadığını öğrendiğimde. Dediğin gibi bide bazen doğrular kaçıyor agzından. İyi i yazmışsın, ben whatsapp fln engelledim daha yeni ki doğru bişi yaptığımı anlıyorum yazından. İyi ki yazdın da karşımdaki insan nasıl bir hasta gördüm bunu. -ağzına yüreğine sağlık? İyi misin? Bitti mi tamamen ? Yen'i biri girebildi mi hayatına? Umut olursun umarım bana . Varlığın ve yazdıkların icin teşekkür ederim.
YanıtlaSilBitti :) İlk iki ay içerisinde bitmişti zaten. Gerisi tamamen kendimle olan hesaplaşmamdı. Gayet iyiyim, hatta kendimi en güçlü hissettiğim dönemi geçiriyorum diyebilirim, çok teşekkürler yazdıklarınız için..
SilAdama yazık olmuş. Ama şükür kurtulmuş.
SilMalesefki bende narsist bir heteronun eşcinsel kurbanıyım lütfen ulaşın bana bu yazınız intihardan kurtardı beni lütfen yardım edin beni anlatmissiniz
YanıtlaSilMalesefki bende narsist bir heteronun eşcinsel kurbanıyım lütfen ulaşın bana bu yazınız intihardan kurtardı beni lütfen yardım edin beni anlatmissiniz
YanıtlaSilNe intiharı, lütfen sakin olun.. Asla değmez, o kadar önemsenecek insanlar değiller :) narsistiliski@gmail.com
Sil