Bu insanlardan
ayrılmak neden zor?
Neden daha
farklı?
Normal bir
ayrılıktan kat be kat zor olmasının sebebi ne? Bence şöyle ;
1)
Yaşadığın
her şeyin tamamen hayal ürünü olduğunu kabullenmek zorunda kalıyorsun. Aşık
olduğun adam aslında hiç yoktu. Onun bir öz bilinci yok, kişiliği yok. Boşluk
var sadece. Öyle bir boşluk ki, senden beslenerek ve seni ‘yansıtarak’ var
oluyor sadece. Bu sebeple şöyle bir çıkarıma varabilirim sanıyorum ; madem o
aslında yok ve madem beni yansıtıyordu, o zaman aşık olduğum insan kendimdim?
Bu düşünce işi kısmen kolaylaştırıyor gibi.
2)
Zihnin
kodlanmış oluyor. Artık bilinç dışı şekilde NLP mi yapıyorlar, ne yapıyorlar
bilmiyorum ama bir şekilde sen sen olmaktan çıkıyorsun. Bir tür bağımlılık
yaratılıyor. Hadi benim de buna yatkın bir yapım var, onun farkındayım, ama
sağlıklı insanlarda da aynı etki oluyormuş ve bunu görmek bana güç veriyor,
yalnız olmadığımı hissediyorum.
3)
Kendinle
yüzleşmen gerekiyor. Kendinde eksik olan her şeyle yüzleşiyorsun. Bu adamı
neden seçtim? Neden kalmaya devam ettim? Neden her geri dönüşünde yine inandım?
Çeken neydi? Demeye başlıyorsun ve bu soruların cevaplarının onunla ilgisi yok,
tamamen seninle ilgili. Fark ediyorsun. Üzerine gidiyorsun. Ve düşünsene,
bundan sonraki yaşayacağın ilişki dünyanın ennn güzel ilişkisi olacak!
4)
Kapanış
yok. (Closure) Hiçbir zaman olmayacak. Bunu sen, kendi içinde bitirmek
zorundasın. Çünkü o her zaman açık bir kapı bırakacak. O kapıların tümünü sen
kapatacaksın. Zor biraz. Ama imkansız görünmüyor bana.
5)
Şüphe
ve umut. Seni öyle bir kodluyor ki, ‘Aslında pek de böyle değildi ya, bak
şurada şöyle şöyle yapmıştı’ gibi anıları gözünün önüne getiriyorsun. Kendinden
şüphe ediyorsun. (Benefit of the doubt) ve bu şüphe sende her zaman bir umut
olmasını sağlıyor. Bu umut da, geri dönüşlerin esas sebebi. Umudu öldürürsen,
gerçekleri kabullenirsen (en acı verici dönem), geri dönüş sebebin kalmaz.
6)
Direk
şiddete maruz kalmamış olmak. Fiziksel şiddet yok evet, fakat müthiş ağır bir
duygusal şiddete maruz kalıyorsun onunlayken. Ve bunu direk yapmıyor, sindire
sindire, aralara sıkıştırarak. Bir kedi fareyi öldürmeden evvel onunla oynar
ya, o hesap. Bir de arada güzel şeyler yaşandıkça, beyin iyice kendini
kaybediyor. Eğer ki bu direk bir şiddet olsaydı (direk hakaretler etseydi,
fiziksel şiddet uygulasaydı, açık oynasaydı) kabullenmek daha kolay olabilirdi.
Şöyle düşünebilirdin o zaman ‘Bu adam bana bunu bunu yapıyor, bana iyi
gelmiyor, ben gideyim’. Fakat burada öyle bir durumla karşı karşıyayız ki, bu
çıkarıma varabilmek gerçekten bol miktarda güç ve dirayet istiyor.
Şunları okusa var
ya, omuzlarını ve kaşlarını havaya kaldırır “Ben o kadar kötü bir adam değilim
ki” derdi. Surat da bebek gibi zaten, pek şirin olurdu söylerken. Şefkat
beslerdim. Bende öyle olurdu en azından. Sonuçta karşında 45 yaşında koca adam
var, dinliyorsun, anlamaya çalışıyorsun sağlıklı bir insan olarak.. Ta ilk
aylarda ‘kabul görme’ ihtiyacını sezmiştim. Tek arzusu anlaşılmak ve olduğu
gibi kabul edildiği gruplarda olmaktı. Bu yüzen benim gibi empat olan bir
arkadaşımın evinde/yanında kendini rahat hissederdi.. Severdi onu.
Yapardı bunu
arada. Sürekli anlaşılmadığından, insanların onu anlamadığından yakınırdı.
(Çünkü kendisi bir adet süper kahraman ve özel biri. Herkes öyle sığ ki, kimse
onu anlamıyor. Sorunun kendinde olduğunu göremeyecek kadar hasta)
Bir de şeyi
hatırlıyorum “Sizin en büyük hatanız ne biliyor musun?” derdi bazen
konuşmalarımızda, yemeklerde..
Ben de derdim ki
“Siz derken?”
“İşte sen, Ayşe,
Fatma..” (Arkadaşlarımı sayıyor)
Hemen bir genel
yargı belirtirdi ardından “Siz her şeyi şöyle şöyle zannediyorsunuz ama aslında
hiçbir şey bilmiyorsunuz”
Benden de cevap
gecikmiyor, hemen defans tabi. Sinir olurdu. “Sen mesleğin gereği süper
konuşuyorsun, sözünün üzerine söz söylenmiyor” derdi. Yani aslında diyordu ki
“Seni kontrol edemiyorum, sinir oluyorum”
Şimdi anlıyorum.
Bu sözleri direk kadın ırkına yönelikti. “Siz” den kastı buydu. Ya da kendinden
başka insanlara da olabilir.
Ne de olsa
kadınlar düşman. Hatta diğer tüm insanlar düşman. Bir o var, bir de biz
dünyalılar..
Yani özetle, asla
normal bir ayrılık olmuyor bu insanlarda ayrılmak.
Aşk acısı değil
bu yaşadığın. Garip bir şey. Daha çok travma sonrası stres gibi. Sanki
saldırıya uğradın, bir kaza geçirdin, onu atlatmaya çalışıyorsun gibi. Duygusal
şarkılar hiçbir şey ifade etmiyor, aklına iyi anılar gelmiyor. Daha tuhaf. İlk
kez yaşıyorum.
Elbette geçecek,
ama daha mı kolay olur daha mı zor emin değilim.
Yaşadığın şey ‘gerçek’
olmadığına göre, ortada özlenecek bir şey yok. Ama aynı zamanda tek taraflı da
olsa hissettiklerin var, senin kendi tarafından yaşadıkların var. Çok ilginç.
Bunun ismi
bilişsel çelişki imiş. (Cognitive Dissonance)
Beynin,
yaşadıkların ve gerçekler arasında gidip geliyor. Bir o taraftasın, bir diğer
tarafta. Gün içinde sürekli savaşıyor iki gerçeklik. Ben ne yaşadım? Ne
hissettim? Neyi bu? Şu an ne yaşıyorum? Böyle şeyler soruyorsun kendine. Zihin
çözümlemesi yapmaya gayret ediyorsun, fakat diğer taraftan gerçek olduğunu
sandığın anılar/yaşananlar da var. Öyle tuhaf ki bu beyin denen şey..
Tam da bu yüzden,
bu rahatsızlığı okuyup araştırmak iyi geliyor. Tüm iyileşme önerilerinde “Narsistik
Kişilik Bozukluğu ile ilgili öğrenebileceğiniz kadar çok şeyi öğrenin” diyor.
Çünkü böylelikle,
beynine diyorsun ki ‘Bak tatlım, gerçekler bu bu bu. Bu sebeple içinde
hissettiklerin sadece geçici bir illüzyondan ibaret.’ Resmen kendi kendini ikna
ediyorsun.
Önce inkarla başlıyor elbet. Duymak ve
kabullenmek istemiyorsun (3 hafta evvelki halim)
Sonra yavaş yavaş
çözümleniyor. Hatta çözümlenmesi iyileşmeni de hızlandırıyor. Bu bakımdan
avantajlı. Çünkü tipik bir aşk ayrılığı gibi olmuyor. Aklında hiç şüphe
kalmıyor. Durumu görüyorsun. Kabulleniyorsun. Devam ediyorsun. (Yani, yaşayacağım
aşamalar bunlar olacak.. Okuduklarım böyle)
cinsiyet haric her sey aaa dedirtiyor , son bir haftadir gercegi gordum ve az da olsa rahatladim sonunda, ama savas hala devam ediyor surekli zihin yokluyor, ne yazik ki son 1 yılı main victim olmak uzere tam 8 yil ugrastim, en cok koyan da triangling safhasiydi aslinda kendini tanimana on ayak olmasi iyi birsey bu sayede daha once duymadigim bir sey olan empat oldugumu ogrendim mesela , astroloji, sifali taslar, motheraya, reiki, yoga gibi oncesinde feminen saydigim seylerin ogrenilmesi, deneyimlenmesi de bonus oldu, ciddi ciddi kitap ya da boyle bir blog yazmayi dusunuyorum belki birileri erkenden gorur ve kurtulur diye...
YanıtlaSilYazın.. Kitap olduğunda ulaşması zor ve işin içine bir miktar da olsa ticaret giriyor ama blog daha erişilebilir ve tamamen fayda amaçlı bir oluşum. Yazın.. Bir kişiye bile yardımcı olmak çok iyi hissettirecektir eminim ki..
Sil18 yilin sonunda kendimden nefret eder oldum. Kizim bile babasini cok sevmesine ragmen simdiye kadar nasil yeter demedin sasiyorum dedi. O kadar icten anliyorum ki sizi
YanıtlaSilBeni paralize ediyor. Sacmaliklarini anlamaya calismak en buyuk hata oluyor. Kimseye anlatamiyorsun. Herkes en yakinindakiler bile seni sunepe yada isterik gormeye baslyor. Sesinin duyulmamasi yada gorulmemen seni daha cok delirtiyor bu sekilde yavas yavas ruhun emiliyor . Damarindaki kan kuruyana kadar. Bu nedenle tarkovski filmlerinin analizini yapan ben kinali yapincaga donusuyorum. Acikli degil mi.cok tesekkurler yazmak iyi geldi. Baska bir ulkede hemserini gormek gibi. Sevgiler aysun
YanıtlaSilhttps://narsistadamdankurtulus.blogspot.com.tr/ bende kendi hikayemi buradan paylaşmaya çalışıyorum. Eğer ulaşmak isterseniz narsistadamdankurtulus@gmail.com dan da ulaşabilirsiniz.
SilÇok üzgünüm çooookkk...Onun bende açtığı yaraların yaşattığı hayal kırıklığının telafisi mümkün olurmu bilmiyorum..Yaa çocuklarımınki..
YanıtlaSilBizim sonumuz iyi görünmüyor muhtemelen bir cinnetle noktalanacak..
Keşke sizinle birebir konuşabilsek.o kadar çok ihtiyacım var kiçok kötüyüm çokkk
YanıtlaSilImdatttt diye haykırmak geliyor içimden.
YanıtlaSilSelam aslında mağdurlar olarak bir dernek mi kursak ne dersiniz hanımlar
YanıtlaSilÇok çirkef ve yalancı oldukları için insan bunlarla baş etmekte zorlanıyor.
YanıtlaSilSanirim okudukca anliyorum ki bende boyle bi evliligin icindeydim ustune alkol ve kotu bir kaynanayla mucadele ettim.onu biraktim ev bozuldu ancak ondan kopamiyorum beni kendine bagimli yapti beynimde binbir dusunceye saldi aklimi kaybedicem sandim hala da iyi degilim.aslinda bi anda kesip atmak lazim ama nasil basaricam ��
YanıtlaSilNasil unutucam nasil bosanicam onu baskasiyla gormeye nasil dayanicam 2 cocuk var.
YanıtlaSilYazarı tebrik ediyorum şahane bir yazı kaleme alınmış kendimi paragraflarda ifade edildiğini gördüm
YanıtlaSil