27 Nisan 2016 Çarşamba

Ayrılmak neden daha zor?

Bu insanlardan ayrılmak neden zor?
Neden daha farklı?
Normal bir ayrılıktan kat be kat zor olmasının sebebi ne? Bence şöyle ;
1)      Yaşadığın her şeyin tamamen hayal ürünü olduğunu kabullenmek zorunda kalıyorsun. Aşık olduğun adam aslında hiç yoktu. Onun bir öz bilinci yok, kişiliği yok. Boşluk var sadece. Öyle bir boşluk ki, senden beslenerek ve seni ‘yansıtarak’ var oluyor sadece. Bu sebeple şöyle bir çıkarıma varabilirim sanıyorum ; madem o aslında yok ve madem beni yansıtıyordu, o zaman aşık olduğum insan kendimdim? Bu düşünce işi kısmen kolaylaştırıyor gibi.

2)      Zihnin kodlanmış oluyor. Artık bilinç dışı şekilde NLP mi yapıyorlar, ne yapıyorlar bilmiyorum ama bir şekilde sen sen olmaktan çıkıyorsun. Bir tür bağımlılık yaratılıyor. Hadi benim de buna yatkın bir yapım var, onun farkındayım, ama sağlıklı insanlarda da aynı etki oluyormuş ve bunu görmek bana güç veriyor, yalnız olmadığımı hissediyorum.


3)      Kendinle yüzleşmen gerekiyor. Kendinde eksik olan her şeyle yüzleşiyorsun. Bu adamı neden seçtim? Neden kalmaya devam ettim? Neden her geri dönüşünde yine inandım? Çeken neydi? Demeye başlıyorsun ve bu soruların cevaplarının onunla ilgisi yok, tamamen seninle ilgili. Fark ediyorsun. Üzerine gidiyorsun. Ve düşünsene, bundan sonraki yaşayacağın ilişki dünyanın ennn güzel ilişkisi olacak!

4)      Kapanış yok. (Closure) Hiçbir zaman olmayacak. Bunu sen, kendi içinde bitirmek zorundasın. Çünkü o her zaman açık bir kapı bırakacak. O kapıların tümünü sen kapatacaksın. Zor biraz. Ama imkansız görünmüyor bana.

5)      Şüphe ve umut. Seni öyle bir kodluyor ki, ‘Aslında pek de böyle değildi ya, bak şurada şöyle şöyle yapmıştı’ gibi anıları gözünün önüne getiriyorsun. Kendinden şüphe ediyorsun. (Benefit of the doubt) ve bu şüphe sende her zaman bir umut olmasını sağlıyor. Bu umut da, geri dönüşlerin esas sebebi. Umudu öldürürsen, gerçekleri kabullenirsen (en acı verici dönem), geri dönüş sebebin kalmaz.

6)      Direk şiddete maruz kalmamış olmak. Fiziksel şiddet yok evet, fakat müthiş ağır bir duygusal şiddete maruz kalıyorsun onunlayken. Ve bunu direk yapmıyor, sindire sindire, aralara sıkıştırarak. Bir kedi fareyi öldürmeden evvel onunla oynar ya, o hesap. Bir de arada güzel şeyler yaşandıkça, beyin iyice kendini kaybediyor. Eğer ki bu direk bir şiddet olsaydı (direk hakaretler etseydi, fiziksel şiddet uygulasaydı, açık oynasaydı) kabullenmek daha kolay olabilirdi. Şöyle düşünebilirdin o zaman ‘Bu adam bana bunu bunu yapıyor, bana iyi gelmiyor, ben gideyim’. Fakat burada öyle bir durumla karşı karşıyayız ki, bu çıkarıma varabilmek gerçekten bol miktarda güç ve dirayet istiyor.

Şunları okusa var ya, omuzlarını ve kaşlarını havaya kaldırır “Ben o kadar kötü bir adam değilim ki” derdi. Surat da bebek gibi zaten, pek şirin olurdu söylerken. Şefkat beslerdim. Bende öyle olurdu en azından. Sonuçta karşında 45 yaşında koca adam var, dinliyorsun, anlamaya çalışıyorsun sağlıklı bir insan olarak.. Ta ilk aylarda ‘kabul görme’ ihtiyacını sezmiştim. Tek arzusu anlaşılmak ve olduğu gibi kabul edildiği gruplarda olmaktı. Bu yüzen benim gibi empat olan bir arkadaşımın evinde/yanında kendini rahat hissederdi.. Severdi onu.
Yapardı bunu arada. Sürekli anlaşılmadığından, insanların onu anlamadığından yakınırdı. (Çünkü kendisi bir adet süper kahraman ve özel biri. Herkes öyle sığ ki, kimse onu anlamıyor. Sorunun kendinde olduğunu göremeyecek kadar hasta)
Bir de şeyi hatırlıyorum “Sizin en büyük hatanız ne biliyor musun?” derdi bazen konuşmalarımızda, yemeklerde..
Ben de derdim ki “Siz derken?”
“İşte sen, Ayşe, Fatma..” (Arkadaşlarımı sayıyor)
Hemen bir genel yargı belirtirdi ardından “Siz her şeyi şöyle şöyle zannediyorsunuz ama aslında hiçbir şey bilmiyorsunuz”
Benden de cevap gecikmiyor, hemen defans tabi. Sinir olurdu. “Sen mesleğin gereği süper konuşuyorsun, sözünün üzerine söz söylenmiyor” derdi. Yani aslında diyordu ki “Seni kontrol edemiyorum, sinir oluyorum”
Şimdi anlıyorum. Bu sözleri direk kadın ırkına yönelikti. “Siz” den kastı buydu. Ya da kendinden başka insanlara da olabilir.
Ne de olsa kadınlar düşman. Hatta diğer tüm insanlar düşman. Bir o var, bir de biz dünyalılar..
Yani özetle, asla normal bir ayrılık olmuyor bu insanlarda ayrılmak.
Aşk acısı değil bu yaşadığın. Garip bir şey. Daha çok travma sonrası stres gibi. Sanki saldırıya uğradın, bir kaza geçirdin, onu atlatmaya çalışıyorsun gibi. Duygusal şarkılar hiçbir şey ifade etmiyor, aklına iyi anılar gelmiyor. Daha tuhaf. İlk kez yaşıyorum.
Elbette geçecek, ama daha mı kolay olur daha mı zor emin değilim.
Yaşadığın şey ‘gerçek’ olmadığına göre, ortada özlenecek bir şey yok. Ama aynı zamanda tek taraflı da olsa hissettiklerin var, senin kendi tarafından yaşadıkların var. Çok ilginç.
Bunun ismi bilişsel çelişki imiş. (Cognitive Dissonance)
Beynin, yaşadıkların ve gerçekler arasında gidip geliyor. Bir o taraftasın, bir diğer tarafta. Gün içinde sürekli savaşıyor iki gerçeklik. Ben ne yaşadım? Ne hissettim? Neyi bu? Şu an ne yaşıyorum? Böyle şeyler soruyorsun kendine. Zihin çözümlemesi yapmaya gayret ediyorsun, fakat diğer taraftan gerçek olduğunu sandığın anılar/yaşananlar da var. Öyle tuhaf ki bu beyin denen şey..
Tam da bu yüzden, bu rahatsızlığı okuyup araştırmak iyi geliyor. Tüm iyileşme önerilerinde “Narsistik Kişilik Bozukluğu ile ilgili öğrenebileceğiniz kadar çok şeyi öğrenin” diyor.
Çünkü böylelikle, beynine diyorsun ki ‘Bak tatlım, gerçekler bu bu bu. Bu sebeple içinde hissettiklerin sadece geçici bir illüzyondan ibaret.’ Resmen kendi kendini ikna ediyorsun.
 Önce inkarla başlıyor elbet. Duymak ve kabullenmek istemiyorsun (3 hafta evvelki halim)
Sonra yavaş yavaş çözümleniyor. Hatta çözümlenmesi iyileşmeni de hızlandırıyor. Bu bakımdan avantajlı. Çünkü tipik bir aşk ayrılığı gibi olmuyor. Aklında hiç şüphe kalmıyor. Durumu görüyorsun. Kabulleniyorsun. Devam ediyorsun. (Yani, yaşayacağım aşamalar bunlar olacak.. Okuduklarım böyle)




13 yorum:

  1. cinsiyet haric her sey aaa dedirtiyor , son bir haftadir gercegi gordum ve az da olsa rahatladim sonunda, ama savas hala devam ediyor surekli zihin yokluyor, ne yazik ki son 1 yılı main victim olmak uzere tam 8 yil ugrastim, en cok koyan da triangling safhasiydi aslinda kendini tanimana on ayak olmasi iyi birsey bu sayede daha once duymadigim bir sey olan empat oldugumu ogrendim mesela , astroloji, sifali taslar, motheraya, reiki, yoga gibi oncesinde feminen saydigim seylerin ogrenilmesi, deneyimlenmesi de bonus oldu, ciddi ciddi kitap ya da boyle bir blog yazmayi dusunuyorum belki birileri erkenden gorur ve kurtulur diye...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazın.. Kitap olduğunda ulaşması zor ve işin içine bir miktar da olsa ticaret giriyor ama blog daha erişilebilir ve tamamen fayda amaçlı bir oluşum. Yazın.. Bir kişiye bile yardımcı olmak çok iyi hissettirecektir eminim ki..

      Sil
  2. 18 yilin sonunda kendimden nefret eder oldum. Kizim bile babasini cok sevmesine ragmen simdiye kadar nasil yeter demedin sasiyorum dedi. O kadar icten anliyorum ki sizi

    YanıtlaSil
  3. Beni paralize ediyor. Sacmaliklarini anlamaya calismak en buyuk hata oluyor. Kimseye anlatamiyorsun. Herkes en yakinindakiler bile seni sunepe yada isterik gormeye baslyor. Sesinin duyulmamasi yada gorulmemen seni daha cok delirtiyor bu sekilde yavas yavas ruhun emiliyor . Damarindaki kan kuruyana kadar. Bu nedenle tarkovski filmlerinin analizini yapan ben kinali yapincaga donusuyorum. Acikli degil mi.cok tesekkurler yazmak iyi geldi. Baska bir ulkede hemserini gormek gibi. Sevgiler aysun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. https://narsistadamdankurtulus.blogspot.com.tr/ bende kendi hikayemi buradan paylaşmaya çalışıyorum. Eğer ulaşmak isterseniz narsistadamdankurtulus@gmail.com dan da ulaşabilirsiniz.

      Sil
  4. Çok üzgünüm çooookkk...Onun bende açtığı yaraların yaşattığı hayal kırıklığının telafisi mümkün olurmu bilmiyorum..Yaa çocuklarımınki..
    Bizim sonumuz iyi görünmüyor muhtemelen bir cinnetle noktalanacak..

    YanıtlaSil
  5. Keşke sizinle birebir konuşabilsek.o kadar çok ihtiyacım var kiçok kötüyüm çokkk

    YanıtlaSil
  6. Imdatttt diye haykırmak geliyor içimden.

    YanıtlaSil
  7. Selam aslında mağdurlar olarak bir dernek mi kursak ne dersiniz hanımlar

    YanıtlaSil
  8. Çok çirkef ve yalancı oldukları için insan bunlarla baş etmekte zorlanıyor.

    YanıtlaSil
  9. Sanirim okudukca anliyorum ki bende boyle bi evliligin icindeydim ustune alkol ve kotu bir kaynanayla mucadele ettim.onu biraktim ev bozuldu ancak ondan kopamiyorum beni kendine bagimli yapti beynimde binbir dusunceye saldi aklimi kaybedicem sandim hala da iyi degilim.aslinda bi anda kesip atmak lazim ama nasil basaricam ��

    YanıtlaSil
  10. Nasil unutucam nasil bosanicam onu baskasiyla gormeye nasil dayanicam 2 cocuk var.

    YanıtlaSil
  11. Yazarı tebrik ediyorum şahane bir yazı kaleme alınmış kendimi paragraflarda ifade edildiğini gördüm

    YanıtlaSil